Karaağaçgiller(Ulmaceae) familyasının, Celtics cinsini oluşturan 70 kadar ağaç ve çalı türünün ortak adıdır çitlembik ve bu bilginin anlatacaklarımla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.
Kerestesi ticari açıdan değerlidir ve bir de Yumurcak Serisi'ni hatırlayanlar bilirler. Yumurcak'ın kankisi, boyacı zenci çocuğu Çitlembik var. Aslında zenci bile olmayabilir, boyadan belki yüzü siyah. Zenci diyerek de ırkçılık yapmayalım, çocuk ruhu ile yazıyoruz. Biz o Çitlembiği de çok sevmiştik nedensiz.
Her neyse tamam başlıyorum hikayeye…
Bizim ev dizisindeki Stefani'nin ilk çocukluk aşkım olduğu yıllar. Teknoloji yeni yeni hızını arttırıyor. Biz ise hayallerimizle sokaktayız.
Eski mahalle kültüründe, her mahallenin kendine has özellikleri vardır. Şöyle ki, “Game of Thrones'da ” her ailenin kendine has sözü, flaması, güçleri vardır ya hani eski mahalleler de öyledir.
Mahalle maçlarında düşman sahasıdır gidilen deplasman. Orada alınacak galibiyet, mahalleye dönüş sonrası bakkaldan alınan Probis ve Capri-Sun'larla kutlamak ise paha biçilemez.
Bizim mahallemizin simgesi, çitlembik ağaçlarıydı. Gücümüzü çitlembikten alırdık. Temel Reis'in ıspanağı, vodkanın enerji içeceği neyse, bizim için de çitlembik oydu. Kara kara ellerimizle, burunlarımızı çeke çeke sıvışırdık çitlembik ağacının yanına…
+ O ne? Ne yiyorsun?
- Çok güzel yesene. “Çütlembük”
+ Çitlembik ne ya ?!&%? Güzel mi ?
- Ye de gör. Mmmnn. (Tatlı mı mmmm balden tatlı bigün ben de yicim, hikayesini paralel evrende yaşamışız da haberimiz yokmuş, Sezercik filmlerini sonradan öğreniyoruz tabi)
+ Yedim…Tadını hatırlayamıyorum. Tadı yoktu ki ya, ama sürekli yiyordum. Baş parmağım ve işaret parmağım küçük çitlembikleri dalından (3-5sn arasında) alıyordu. Löp löp yiyoruz valla arkadaşlarla ne olduğuna anlam veremediğimiz bu bitkiyi. Soruyu soran çocuk ben, zamanla cevaplayana dönüştü. Sonra devamında saadet zincirinin sanırım temelleri ilk bizimle keşfedildi.
Gel gelelim, çitlembiği lezzetli ve farklı kılan, tadı değilmiş. Saflık, arkadaşlık, nedensizce bir anı paylaşmak, gülümsemek. Çitlembik, takım olmakmış, ortak bir paydada buluşabilmekmiş.
Yaşlarımız ilerledikçe, çitlembik ağacı da ortadan kayboldu. Ya da hep oradaydı, bizim gözümüzden kaçtı. Sabitlerimiz değişti çevremizde. Her yeni yıl, çitlembik ağaçları gözümüzde daha az görünür oldu.
Hayatımızın her alanında, bizi birbirimize bağlayan, sığındığımız, güvendiğimiz sabitlerimiz oldu. Benim için en özel saf olanıydı çitlembik ağacı…
Yıllar ilerledikçe, ellerimiz temizlendikçe, o güzel yüreklerimiz kirlenir olmuş. Hangi zaman diliminde, hangi yaşta olursanız olun, kirli ellerinizle çitlembiklere dalan çocuğu unutmayın. O derinlerde bir yerlerde hep onu hatırlamanızı bekliyor.
Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder