Bir yaz akşamı, hava hafiften serin, balkonda bir masa ve erik yiyebileceğin dostlar.
Dostlarımızın adları da bu hikayede Jack, Steven, Michael
olsun.
Ucuz üzüm yemeyi bırakıp, pahalı erik yemeye başladığımız
zamanlara dayanır bu hikaye.
Yenilen eriklerin sayısı arttıkça, sohbet farklı bir hal
almaya başlar.
Kadınlardan, spordan, siyasetten konuşursun. Sonra bir
görüntü karşına gelir.
Dodi: Lan Steven, Jack’e bak! Aynı Clarke Kent.
Herkes gülmeye
devam eder…
Steven : (Steven bu esnada bıyık altı gülüş anlamayan
ölü kedi bakışıyla) Clarke Kent kim ?
Michael : (Michael
45 dereceli, sert bir kafa hareketi ile sinirli bir şekilde, sağa doğru bakışları
ile kilitlenerek) Ciddi misin sen?…Senn..Sen Clarke Kent’in kim olduğunu bilmiyor
musun? Sen Clarke Kent’in kim olduğunu nasıl bilmezsin!!!
‘’Clarke Kent’in bu olaylardan haberi yok belki ama, sanki bizim için namus meselesidir.’’
Steven : Bir taraftan erik yiyerek ağzını şapurdatarak, özel yeteneği olan sakinliği ile
‘’Bilmiyorum
abi ? Kim o?
Michael : Oğlum nasıl bilmezsin sen Clarke Kenti!! Cahil misin sen? Sen cahil misin? (Bu esnada bu cümleleri sürekli devrik olarak, her pozisyonu ile söylemekte) diyerek; bana dönüp ‘’lan oğlum cahile bak, Clarke Kent’i tanımıyor demez mi?
O esnada, arka planda sessizliğini bozmayan beni, ekstra sinirlendirmişti
bu olay.
Çünkü sabahında, cahillik üzerine benzeri bir olay yaşayıp
tartışmıştık ve konu en az Clarke Kent kadar önemliydi.
…8 SAAT ÖNCESİ- FLASHBACK …
Sabah yaşadığımız tartışma ise ‘’ Tazmanya Canavarını Kovalayan Sarı Saçlı Çocuğu’’ hatırlamamasıydı.
Dodi : Hani mızraklı tazmanya canavarını avlamaya çalışıyordu? Kabilesi vardı, elleri ayakları büyüyordu hatta bir ilaçtan, onu avlamak için çeşitli hileler yapıyordu…’’Yokyokyok…yok’’
Steven : Haa
Tweety diyorsun karşim biliyorum. (Su Slyvester var ya kedi olan Looney Tunes’de
onun yemeye çalıştığı sarı kanarya kuşu)
Dodi : Lan ne Tweety’si!
Delirtme adamı. Hani Tazmanya Canavarı var?
Steven : Evet
biliyorum onu.
Dodi : Heh orada
bir çocuk var, saçları tavuk götlü, elinde mızrak, ailesine kendini kanıtlamaya
çalışıyor Tazmanya Canavarını yakalayıp.
Steven : Yok
hatırlamadım karşim, bilmiyorum.
...‘’Lan sen nasıl bilmezsin Tazmanya canavarını diyerek tartıştık.’’
Vay sen Tazmanya canavarını biliyorsun da sarısın çocuğu bilmiyorsun, sen nasıl üniversite mezunusun. Sen üniversite bitirsen ne bitirmesen ne?...uzayıp giden ağza alınmayacak cümleler.
Şimdi gelelim Michael’in
cahillik hakkında bana dönerek bilgi bekleyişine, teyit etmeme…
Michael: Oğlum nasıl bilmezsin sen Clarke Kenti!! Cahil misin sen? Sen cahil misin? (Bu esnada bu cümleleri sürekli devrik olarak her pozisyonu ile söylemekte) diyerek; bana dönüp ‘’lan oğlum cahile bak, Clarke Kent’i tanımıyor demez mi? de kalmıştık.
(8 saat önceki olayın siniri geri geldi, bir de Clarke Kent)
Dodi : TABİ
LANNN..CAHİL HERİFİN TEKİ BU…LAN BU… BU VARYA DAHA SABAH TARTIŞTIK…BU DAHA ‘’TAZMANYA CANAVARINI KOVALAYAN SARI SAÇLI ÇOCUĞU TANIMIYOR’’
CAHİL..CAHİLİN ÖNDE GİDENİ..şeklinde isyan ve sinirle söyleyince
zaman durdu…
'Sadece gülen Clarke Kent'e benzeyen Jack', 'Sakin Steven', 'Şaşkın
Michael' birlikte durdular bir anda. Sustular, birbirlerine baktılar, sonra aynı
anda bana baktılar. Bir gülme bombası patladı …
Her biri oldu mu sana Tazmanya Canavarı.
Üçü de bir yerlere
koşturuyor, biri duvarları yumrukluyor, başka biri yerlere vuruyor yastıklara
sarılıp, diğeri suratı kıpkırmızı olmuş ağlıyor gülmekten.
Bu sefer ben bakıyorum bunlara.
Dedim Tazmanya Canavarı’na dönüştürdüm adamları. Ben de mızraklı sarı saçlı çocuk derken tarihin en muhteşem kahkahası bol tartışması oldu. Umarım o hissi almışsınızdır:)
Bonus Chapter:
Taz’ı Kovalayan Sarı
Saçlı Çocuk ile Taz ‘ın hikayesini hatırlayalım…
Tazmanya Canavarı ya da ‘Taz’, sınır tanımaz iştahıyla
istediği her şeyi yıkar, yakar.
Tazı avlamak isteyen sarı saçlı mızraklı bir de çocuk var. Bakın
bu çocuğu unutmayın. Unutursanız yukarda yazdıklarıma tekrar göz atın.
Sarı Saçlı Çocuk, ailesine kendini kanıtlamak isteyerek, kahraman
olma niyetindedir. Tek amacı Taz’ı yakalayıp köyüne kabilesine getirmektir.
Bunun için çeşitli yöntemler, bubi tuzakları, ilaçlar vs. dener. Mızrak onun
majör silahıdır.
Taz ise; Looney
Tunes evreninde, sürekli dönerek, her yeri yıkan ne dediği de anlaşılmayan, vahşi
bir hayvandır. O evrende bize gösterilen Taz mutlu bir ailenin tatlı-hırçın
yaratığıdır gösterilene göre. Gerçekte ise aksine bilinen çok tehlikeli oldukları
beslenmek için her şeyi yapabilecek tehlikede olduklarıdır.(Tasmanya orijinal adıdır)
Günümüz sosyal medyası olmadan sadece çizgi filme göre bile
sempati kazandık Tazmanya canavarına. Cipsten çıkan tasosu bile değerliydi
bizim için.
Çocuk yakalamasın diye Taz’ı, bekledik durduk çocuk kalplerimizle.Tazmanya Canavarını Kovalayan Sarı Saçlı Çocuğun arka planını hiç bilemedik.
Nedendi ailesinin kini? Nedendi Taz’ı yakalayıp kabileye getirme arzusu? Geçmişte ailesinden birine zarar mı gelmişti? Hiç bilemeyeceğimiz sorular.
Fakat Taz gibi gerçekte var olmuş tehlikeli bir hayvanı tatlı gösteren çizgi film, belki gerçekte var olan zararsız bir sarı saçlı çocuğu da dünyaya avcı gibi tanıtmıştır.
Kim bilebilir? Sarı saçlı çocuğu araştırmalarıma rağmen bulamadım, silmişler videosunu sanırım.
Ez cümle;
Bir gün rastlarsanız mızraklı sarı saçlı çocuğa videolarda ya da karşınıza çıkarsa, sadece Tazmanya Canavarı'nın ne kadar tehlikeli olduğunu hatırlayın. Sonra da gülümseyin. Lan diyin hikaye bize başka anlatıldı, meğer Taz gösterildiği gibi değilmiş diyebilin. Sağlıcakla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder